dunyaveuzay.tr.gg
 
DÜNYAMIZ VE UZAY
MeNü  
  Ana Sayfa
  İletişim
  Ziyaretçi defteri
  MERKÜR
  GÜNEŞ TUTULMASI
  AY TUTULMASI
  SATÜRN
  2010-2020-2030-2040 ve 2050 DE OLACAKLAR
  JÜPİTER
  MARS
  NEPTÜN
  VENÜS
  URANÜS
  DÜNYA
  GÜNEŞ ENERJİSİ
  DÜNYA'NIN SIRRI BULUNAMADI
  YOKSA MARS'TA HAYAT VAR MI?
  UZAY VE YAŞAM OLASILIĞI
  UZAY ARAŞTIRMALARI
  KUYRUKLU YILDIZLAR
  İKİ GÖKTAŞI DÜNYA'NIN YAKININDAN GEÇTİ
  ANNELERİMİZ BU KALVYEYİ SEVECEK
  GÜNEŞ BENZERİ YILDIZA AİT GEZEGEN
  YENİ BİR KUYRUKLU YILDIZ!
  ANKA KUŞU KIZIL GEZEGEN'E YAKLAŞTI!
  KIZIL GEZEGENE AZ KALDI
  MARS'TAN UMUT KESİLMEDİ
  ABD MARSA UZAY ARACI GÖNDERİYOR
  UZAYDA YAŞAMIN KANITI MI?
  UUİ'DE 6 SAATLİK UZAY YÜRÜYÜŞÜ BAŞLADI
  4'ÜNCÜ TÜRKSAT UYDUSU 2011'DE UZAYDA
  MİLLİ UYDU 2015'DE
  UZAYA SEFERLER DÜZENLENECEK
  SATÜRN'ÜN HALKALARI NEREDE?
  SANSÜRCÜ TÜRKİYE
  VENÜS'ÜN GİZEMLİ KARA LEKELERİNİN SIRRI ÇÖZÜLDÜ!
  JAPONYA SERA ETKİSİNİ UZAYDAN İZLEYECEK!
  UZAYDA BEŞİNCİ BOYUT
  EN ÇOK UZAY ARANDI
ANKA KUŞU KIZIL GEZEGEN'E YAKLAŞTI!

Phoenix (Anka Kuşu) uzay aracı, 25 Mayıs’ta iniş yapacağı Kızıl Gezegen’e yaklaştı.

Güncel Bilişim Phoenix Anka Kuşu Uzay Aracı

NASA’nın Pasadena’daki Jet Motorları Laboratuvarı Phoenix projesi sorumlusu Barry Goldstein düzenlediği basın toplantısında, geçen ağustosta fırlatılan ve 680 milyon kilometre ötedeki Mars’a iyice yaklaşan uzay aracının çok iyi durumda olduğunu belirtti.

Üst düzey NASA yöneticisi Ed Weiler da aynı basın toplantısında yaptığı açıklamada, “Bu bir kır gezintisi değil” diyerek, Mars’a kazasız belasız bir uzay aracı indirmenin çok zor ve riskli olduğunu, Mars’a araç indirme girişimlerinin yarısından çoğunun başarısızlıkla sonuçlandığını söyledi.

İniş yapacağı Mars’ın kuzey kutup bölgesinin bir zamanlar mikrobik yaşam için uygun koşullar sağlayıp sağlamadığını yerinde inceleyecek Phoenix, hedefine başarılı bir yumuşak iniş yaparsa bu 1976′da Viking 2 ve 1999′da Mars Polar Lander uzay araçlarının Kızıl Gezegen’e alçalışı sırasında parçalanmasından bu yana, ilk motorlu iniş olacak.

Nisan başında güzergahını bir miktar değiştiren Phoenix, 10 mayıstan itibaren roketlerini ateşleyerek yavaşlamaya başladı.

Mars’a son inen NASA’nın ikiz robotları Spirit ve Opportunity ile kaybolan İngiliz uzay aracı Beagle 2′nin tersine Phoenix, Kızıl Gezegen’in yüzeyine inişini yumuşatmak için hava yastığı kullanmayacak. Phoenix, bunun yerine son ana kadar yumuşak iniş için motorlarını kullanarak, bir ilki yerine getirmeye çalışacak.

NASA’nın Mars’ta su arayış stratejisi son yıllarda sıra dışı keşifler yapmasını sağlarken, Phoenix, ilk kez Mars toprağında buz halinde olduğu tahmin edilen suya dokunarak ve analiz ederek Mars keşif stratejisini tamamlamayı amaçlıyor.

ZOR KOŞULLARDA GÖREV

Sıvı haldeki suyun, toprağın kimyasını ve mineral yapısını nasıl değiştirdiğini ölçerek Kızıl Gezegen’in kuzey kutbundaki buzun tarihini inceleyecek Phoenix aracı, ayrıca Mars kutup çevresinin ilkel mikroplar için uygun bir yaşam alanı olup olmadığını görme olanağı sağlayacak.

İki güneş paneli açıldığında 5 metre genişliğe ulaşan ve 1,52 metre uzunluğu bulunan Phoenix uzay aracının, 10 cm kadar derinlikte bulunduğu tahmin edilen buz tabakasına ulaşabilmesi için toprağı kazacak 2,34 metre uzunluğunda bir robot kolu bulunuyor. Uzay aracının gönderdiği fotoğraflar arasında bu robot kolun da görüntüleri bulunuyor.

Bu kola eklenen bir kamera ile bir sonda, toprağı ve bulduğu buzu inceleyecek Phoenix’in, Mars atmosferinde asılı su ve tozu lazerle ölçecek meteorolojik ölçüm araçları da bu misyon sırasında 3 ay süreyle hava durumunu gözleyecek.

NASA’nın düz ve kayalık olmayan bir araziye indirmeyi planladığı Phoenix, görevini sıfırın altında 73 ile sıfırın altında 33 santigrat derecede yapacak.

Mars atmosferine giriş hızını azaltmak için önceki uzay araçları gibi bir termik kalkan kullanacak ve hızını sonrasında saatte 210 kilometreye düşürmek için bir süpersonik paraşüt açacak uzay aracı, daha sonra üç ayağı üzerine yumuşak iniş yapmak için retro-füzelerini ateşleyecek.

Toplam 8 ay sürecek yolculuktan sonra Kızıl Gezegen’e ulaşması planlanan uzay aracı, NASA için Arizona Üniversitesinin Lockheed Martin şirketi, Jet Motorları Laboratuvarı ve Kanada Uzay Ajansıyla yaptığı işbirliğiyle üretildi.

Şu ana ve geçmişe ait olası yaşam belirtilerinin yanı sıra Mars’a yapılacak bir insanlı uçuş için gerekli ortamı inceleyecek Phoenix’in fırlatılmasını da içeren bu programın maliyetinin 400 milyon doları aşacağı tahmin ediliyor.

Uzay aracı, Alman bilim adamlarının, “NASA’nın 30 yıl önce Mars’a gönderdiği iki Viking uzay aracının Kızıl Gezegen’de mikro organizmaların varlığını keşfedebileceği, ancak bunları bilmeden öldürdüğü” yolundaki iddiaların incelenmesi açısından da bir şans olarak görülüyor.

Gezegenin yörüngesinde araştırma yapan Mars Odyssey aracı, 2002 yılında kuzey kutbunda buzulların bulunduğu bir bölge tespit etmişti.

Bilim adamları, Phoenix’in Kızıl Gezegen’in jeolojik tarihiyle ilgili önemli ip uçları elde etmesini bekliyor. Uzay aracının birinci hedefi buzun içinde mikropların yaşayıp yaşamadığını bulmak olacak.

Phoenix, NASA’nın düşük bütçeli uzun dönem sürdürülebilir uzay araştırmaları planının bir parçası. NASA, insanlı uzay üsleri kurmadan önce, karşılanabilir bütçelerle desteklenen araştırmalar yaparak, astronotları öncül araştırma yükünden kurtarmak istiyor.

Phoenix, daha önce 2001 yılında Mars Surveyor programının bir parçası olarak uzaya gidecekti, fakat bu program, Mars Polar Lander’ın 1999 yılında Mars yüzeyine çakılmasının ardından geçici olarak durdurulmuştu.

Polar Lander, Mars’ın güney kutbuna ineceği sırada motoru zamansız durmuş ve araç dengesini yitirerek düşmüştü.

Phoenix, o günden beri NASA’nın uçak yapım işlerini yürüten Lockheed Martin’in deposunda bekletiliyordu.

Şu anki teknolojik koşullarla zor olan Mars’a uzay aracı gönderme işine kalkışan ABD, Rusya, Avrupa ve Japonya tarafından şimdiye dek fırlatılan 35 uzay aracının üçte ikisi başarısız oldu.

 
Bugün 12417 ziyaretçikişi burdaydı!
---------ÇEVRE-----------  
  M6 Kelebek Kümesi
2000 ışık yılı uzaklığındaki bir açık yıldız kümesi Akrep (Scorpius) takım yıldızında yer alır. En parlak yıldızı 6.17 kadir parlaklığa sahip bir sarı devdir.

 
 
  Uzayda ilginç gök cismi

Bilim adamları, yüzey sıcaklığı Güneş’in sadece onda biri olan yıldız benzeri bir gök cismi keşfetti.
İngiliz astrofizikçilerin keşfettiği yalnız gök cisminin şimdiye dek görülen en soğuk “kahverengi cüce” olduğu belirtildi.

İngiliz astrofizikçilerin keşfettiği yalnız gök cisminin şimdiye dek görülen en soğuk “kahverengi cüce” (Yıldızlar arası gaz bulutlarının çökmesiyle oluşan, ancak yıldız olmalarını sağlayacak nükleer tepkimeyi başlatamayacak kadar gök cisimleri. Bunlar, 80 Jüpiter kütlelik sınıra ulaşamadıkları için yeteri kadar ısınamayıp söner.) olduğu belirtildi.

Keşfi yapan Londra’daki Imperial College astrofizikçileri, “J0034-00” adı verilen kahverengi cücenin yüzey sıcaklığının sadece 600-700 Kelvin (400C) olduğunu kaydetti.Projeye başkanlık eden Dr Steve Warren, fiziksel olarak yıldızların, kahverengi cüceler ve gaz gezegenlerinin aynı şey veya değişik kütlelerdeki gaz oluşumları olduğunu belirterek, “J0034-00 gibi bir gök cismini belirleyebilmek, samanlıkta iğne aramaktan zor bir şey” dedi.
Cetus takımyıldızında bulunan ve göreli olarak hafif olan J0034-00’ın yeşilimsi bir gök cismi olduğunu belirten bilim adamları, bu gök cisminin Jüpiter’in 15 ila 30 katı kütleye sahip ve çaplarının da aynı olduğunu kaydetti.Astrofizikçiler, gök cisminin Dünya’dan uzaklığının yaklaşık 50 ışık yılı olduğunu tahmin ediyor.

 
 
  Jupiter ve bulutları
Hubble Uzay teleskobu yardımıyla çekilen bu görüntüde Jüpiter'in atmosferindeki bulut oluşumları net olarak görülmektedir. Atmosferin donmuş amonyak, karbon, sülfür ve fosfor'dan oluştuğu tahmin edilirken, bulut ısısının -138 derece olduğu sanılıyor

 
 
  Uzayda mangal kokusu
Uzay yürüyüşünden dönen astronotlar, büyük boşlukla temasa geçen kıyafetlerin kızarmış biftek, sıcak metal koktuğunu ifade ediyorlar. Uzay yürüyüşlerinin ardından ana gemiye geri dönen astronotların ifadesinden hareket eden Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), bahsedilen bu kokuya benzer bir kokuyu oluşturmak için İngiliz parfüm firması Omega Ingredients kimyageri Steven Pearce ile çalışmaya başladı. Kimyagerin başarılı sonuç elde etmesi durumunda kokunun yeryüzünde eğitilen astronotların eğitim programında koşullara uyumluluk testleri sürecinde kullanılacağını açıklayan NASA, Ağustos ayından beri süregelen çalışmalarının bu yılın sonunda sonuca ulaşmasını umduklarını açıkladı. Pearce, astronotların hemen hepsinin, uzay yürüyüşünün ardından istasyona geri döndüklerinde uzay tulumlarının kızarmış biftek, erimiş ya da kaynaklanmış metal kokusuna benzer bir şekilde koktuğunu söylediğini ifade etti. Çalışmalarında oldukça büyük bir yol kat ettiklerini belirten Pearce, kızarmış bifteğin problem olmadığını ancak sıcak metal kokusu üzerinde biraz daha çalışmaları gerektiğini söyledi. Pearce'in ifadesine göre astronotların aldıkları koku, uzayın havasız boşluğunda yaşanan yüksek enerji titreşimlerinden dolayı oluşan bir molekül tarafından yayılıyor.
 
 
  UZAY YENİ DOĞMUŞ YILDIZLARLA DOLU

Alman astronomlar, yeni yıldızların sadece galaksilerin merkezinde doğmadıklarını ve bilim adamlarının şimdiye dek düşündüklerinden çok daha fazla olduklarını tespit ettiler.
Bonn Üniversitesi'nden gök bilimciler, genç yıldızları gözlemlemeye yarayan H-alfa ışınlarının yoğunluğunun çok sayıda yeni yıldızın varlığına işaret ettiğini belirterek, yeni doğmuş yıldızların sayısının şimdiye dek astrofizikçilerin keşfettiklerinden çok daha fazla olduğunu kaydettiler.

Jan Pflamm-Altenburg ve Pavel Kroupa Nature dergisinde yayınladıkları araştırmalarında, her bir dev kütleli yıldız için 230 daha küçük yıldızın doğduğunu hesapladıklarını belirtirken, bu hesaplarını galaksilerin yoğun yıldız kümelerinin bulunduğu merkez bölgeleri temelinde yaptıklarına işaret ettiler.

İki bilim adamı, araştırmalarına göre, galaksilerin merkezden uzak kısımlarının da büyük miktarlarda yeni doğmuş yıldızları barındırdığını belirterek, önceden inanılanın tersine galaksilerin merkezden uzak bölümlerinde bir dev kütleli yıldıza karşılık bin civarında küçük yıldız bulunduğunu hesapladıklarını kaydetti.

 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol