|
 |
|
MeNü |
|
|
|
|
|
 |
|
AY TUTULMASI |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Ay kendi yörüngesinde dolanırken, kimi zaman Dünya'nın gölgesine girer. Buna Ay tutulması denir. Ay tutulması, dolunay zamanında ve ayın düğüm noktalarına yakın olması durumunda meydana gelir. Ay'ın Dünya'nın gölgesine girmesi ile Güneş'ten aldığı parlaklığı kaybetmesi neticesinde görülür. Güneş karşı düğüm noktasında veya ona yakın olmalıdır. Bu şartlar altında Dünya'nın gölgesi Ay'a düşer. Bu 1.360.000 km uzanan gölge konisi ay uzaklığından yaklaşık 8800 km geniştir. Ay saatte 3456 km hareket ettiği için, ortalama Ay tutulmasının zamanı yaklaşık 40 dakika ile bir saat arasında değişir. Ay tutulması, yeryüzünün ayın ufuk çizgisinin üzerinde olduğu herhangi bir bölgesinden gözlenebilir.
Ay'a karşı olan Dünya yüzeyine çarpan güneş ışınları Dünya'nın atmosferi tarafından kırıldığı için, Ay tutulmasında Ay tamamen kaybolmaz. Dünya etrafında kırılan ışıklarda mavi renk yutulduğu ve kırmızı renk yansıtıldığı için, Dünya'nın gölgesi kırmızı renkte görülür. Bu güçsüz ışık kalıntıları görünürlüğü mahalli atmosferik şartlara bağlı olarak Ay'ı tuhaf bir bakır renginde ortaya çıkarır.
Dünya, Ay ve Güneş'in bazı değişik durumları Kısmi Ay Tutulmasını sağlar. Bu durumlarda Ay'ın üzerine Dünya'nın tam gölgesi değil, kısmi gölgesi düşer.
Ay tutulması genellikle yılda iki kere ortaya çıkar. Bazı özel durumlarda ay tutulmasının hiç ortaya çıkmadığı veya üç defa ortaya çıktığı da olabilir. |
Bugün 12397 ziyaretçikişi burdaydı! |
|
|
|
|
|
 |
|
---------ÇEVRE----------- |
|
|
|
|
|
|
M6 Kelebek Kümesi
2000 ışık yılı uzaklığındaki bir açık yıldız kümesi Akrep (Scorpius) takım yıldızında yer alır. En parlak yıldızı 6.17 kadir parlaklığa sahip bir sarı devdir.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Uzayda ilginç gök cismi
Bilim adamları, yüzey sıcaklığı Güneş’in sadece onda biri olan yıldız benzeri bir gök cismi keşfetti.
İngiliz astrofizikçilerin keşfettiği yalnız gök cisminin şimdiye dek görülen en soğuk “kahverengi cüce” olduğu belirtildi.
İngiliz astrofizikçilerin keşfettiği yalnız gök cisminin şimdiye dek görülen en soğuk “kahverengi cüce” (Yıldızlar arası gaz bulutlarının çökmesiyle oluşan, ancak yıldız olmalarını sağlayacak nükleer tepkimeyi başlatamayacak kadar gök cisimleri. Bunlar, 80 Jüpiter kütlelik sınıra ulaşamadıkları için yeteri kadar ısınamayıp söner.) olduğu belirtildi.
Keşfi yapan Londra’daki Imperial College astrofizikçileri, “J0034-00” adı verilen kahverengi cücenin yüzey sıcaklığının sadece 600-700 Kelvin (400C) olduğunu kaydetti.Projeye başkanlık eden Dr Steve Warren, fiziksel olarak yıldızların, kahverengi cüceler ve gaz gezegenlerinin aynı şey veya değişik kütlelerdeki gaz oluşumları olduğunu belirterek, “J0034-00 gibi bir gök cismini belirleyebilmek, samanlıkta iğne aramaktan zor bir şey” dedi.
Cetus takımyıldızında bulunan ve göreli olarak hafif olan J0034-00’ın yeşilimsi bir gök cismi olduğunu belirten bilim adamları, bu gök cisminin Jüpiter’in 15 ila 30 katı kütleye sahip ve çaplarının da aynı olduğunu kaydetti.Astrofizikçiler, gök cisminin Dünya’dan uzaklığının yaklaşık 50 ışık yılı olduğunu tahmin ediyor.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Jupiter ve bulutları
Hubble Uzay teleskobu yardımıyla çekilen bu görüntüde Jüpiter'in atmosferindeki bulut oluşumları net olarak görülmektedir. Atmosferin donmuş amonyak, karbon, sülfür ve fosfor'dan oluştuğu tahmin edilirken, bulut ısısının -138 derece olduğu sanılıyor
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Uzayda mangal kokusu
Uzay yürüyüşünden dönen astronotlar, büyük boşlukla temasa geçen kıyafetlerin kızarmış biftek, sıcak metal koktuğunu ifade ediyorlar. Uzay yürüyüşlerinin ardından ana gemiye geri dönen astronotların ifadesinden hareket eden Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), bahsedilen bu kokuya benzer bir kokuyu oluşturmak için İngiliz parfüm firması Omega Ingredients kimyageri Steven Pearce ile çalışmaya başladı. Kimyagerin başarılı sonuç elde etmesi durumunda kokunun yeryüzünde eğitilen astronotların eğitim programında koşullara uyumluluk testleri sürecinde kullanılacağını açıklayan NASA, Ağustos ayından beri süregelen çalışmalarının bu yılın sonunda sonuca ulaşmasını umduklarını açıkladı. Pearce, astronotların hemen hepsinin, uzay yürüyüşünün ardından istasyona geri döndüklerinde uzay tulumlarının kızarmış biftek, erimiş ya da kaynaklanmış metal kokusuna benzer bir şekilde koktuğunu söylediğini ifade etti. Çalışmalarında oldukça büyük bir yol kat ettiklerini belirten Pearce, kızarmış bifteğin problem olmadığını ancak sıcak metal kokusu üzerinde biraz daha çalışmaları gerektiğini söyledi. Pearce'in ifadesine göre astronotların aldıkları koku, uzayın havasız boşluğunda yaşanan yüksek enerji titreşimlerinden dolayı oluşan bir molekül tarafından yayılıyor. |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
UZAY YENİ DOĞMUŞ YILDIZLARLA DOLU
Alman astronomlar, yeni yıldızların sadece galaksilerin merkezinde doğmadıklarını ve bilim adamlarının şimdiye dek düşündüklerinden çok daha fazla olduklarını tespit ettiler.
Bonn Üniversitesi'nden gök bilimciler, genç yıldızları gözlemlemeye yarayan H-alfa ışınlarının yoğunluğunun çok sayıda yeni yıldızın varlığına işaret ettiğini belirterek, yeni doğmuş yıldızların sayısının şimdiye dek astrofizikçilerin keşfettiklerinden çok daha fazla olduğunu kaydettiler.
Jan Pflamm-Altenburg ve Pavel Kroupa Nature dergisinde yayınladıkları araştırmalarında, her bir dev kütleli yıldız için 230 daha küçük yıldızın doğduğunu hesapladıklarını belirtirken, bu hesaplarını galaksilerin yoğun yıldız kümelerinin bulunduğu merkez bölgeleri temelinde yaptıklarına işaret ettiler.
İki bilim adamı, araştırmalarına göre, galaksilerin merkezden uzak kısımlarının da büyük miktarlarda yeni doğmuş yıldızları barındırdığını belirterek, önceden inanılanın tersine galaksilerin merkezden uzak bölümlerinde bir dev kütleli yıldıza karşılık bin civarında küçük yıldız bulunduğunu hesapladıklarını kaydetti.
|
|
|
|
|